Erişilebilirlik ve Kapsayıcılık Üzerine Sohbet – Soho House

Binclusive iş birliğiyle Soho House, erişilebilirlik üzerine ilham verici bir sohbet oturumuna ev sahipliği yaptı.

Erişilebilirlik ve Kapsayıcılık Üzerine Sohbet – Soho House

Soho House, çeşitlilik ve kapsayıcılığı önceliklendiren sohbetlerin ilkini Binclusive iş birliğiyle, ilham verici bir sohbet oturumuna ev sahipliği yaparak gerçekleştirdi. Kurucumuz Atakan Nalbant’ın konuk olduğu bu buluşmada erişilebilirlik, yalnızca teknik değil aynı zamanda kültürel bir mesele olarak ele alındı.

“Erişilebilirlik Ne Kadar Mümkün?”

“Erişilebilirlik Ne Kadar Mümkün?” temasıyla gerçekleşen bu oturumda yalnızca dijital ve fiziksel engeller değil, aynı zamanda kurumsal tutumlar ve toplumsal algılar da masaya yatırıldı. Soho House ev sahipliğinde düzenlenen buluşmada, moderatör Özgün Biçer ile konuk Atakan Nalbant, erişilebilirlik hakkında şeffaf ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.  Oturumda erişilebilirliğin yalnızca bir teknik mesele değil, aynı zamanda sosyal adalet ve eşitlik meselesi olduğu vurgulandı. Katılımcılar, engellilik, dijital çözümler, işgücüne katılım ve kapsayıcılık konularını samimi ve eleştirel bir perspektifle tartıştı.

Dijital Dünyada Erişimin Anahtarı: Herkes İçin Tasarım, Herkes İçin Fırsat

Oturumda en çok yankı uyandıran konulardan biri ise dijital çözümlerin nasıl alan açtığı ve bu sayede farklı ihtiyaçlara sahip bireyler için nasıl fırsatlar yaratabildiğiydi. Binclusive’ın geliştirdiği erişilebilirlik çözümleri sayesinde, dijital platformlarda karşılaşılan görünmez engellerin nasıl aşılabildiği; web sitelerinden başvuru formlarına, mobil uygulamalardan içeriklere kadar birçok alanda herkes için erişilebilir bir deneyimin nasıl mümkün hale geldiği örneklerle ele alındı.

İşlenen Temel Konular

Toplumsal Algının Yarattığı Görünmez Engeller: Erişilebilirliğin yalnızca fiziksel düzenlemelerle sınırlı olmadığı, engelli bireylere yönelik toplumsal algıların—örneğin acıma, yüceltme ya da görmezden gelme—kapsayıcılığın önünde büyük bir engel oluşturduğu vurgulandı.

Dijital Erişim Temel Bir Hak Olarak Ele Alınmalı: Bir web sitesine erişememek ya da bir iş başvuru formunu dolduramamak, sadece bir kullanıcı deneyimi sorunu değil; dijital dışlanmanın ve eşitsizliğin somut bir göstergesi olarak ele alındı.

Azınlıklar İçin Tasarım, Herkes İçin Fayda: Erişilebilirliğin, ürün ve hizmet tasarımının en başından itibaren düşünülmesi gereken bir unsur olduğu, yalnızca çoğunluk için değil, tüm bireyler için kapsayıcı çözümler üretilmesi gerektiği vurgulandı.

Farkındalıktan Eyleme: Kapsayıcılık yolculuğunun sadece iyi niyetli sohbetlerle değil, somut adımlarla mümkün olabileceği; dijitalden fiziksele, tüm sistemlerin bu bilinçle dönüştürülmesi gerektiği konuşuldu.

İstihdamda Gerçek Kapsayıcılık: Türkiye’de yaklaşık 9 milyon engelli birey yaşarken, işgücüne katılım oranlarının yalnızca %22 seviyelerinde olması dikkat çekici bir eşitsizlik olarak öne çıktı. Şirketlerin yasal istihdam kotasını doldurmakla yetinmemesi; gerçekten erişilebilir işe alım süreçleri, uygun çalışma ortamları ve kapsayıcı insan kaynakları politikaları geliştirmesi gerektiği vurgulandı.

Oturumdan Yansımalar

Kapsayıcılık bir tercih değil, sorumluluktur. Sadece iyi niyetle değil; bilinçli, planlı ve sürekli çabayla mümkün olur.

Dijital engeller gözle görünmez ama etkileri hayatı belirler. Bir formu dolduramamak, bir ilana erişememek, bir fırsatın dışında bırakılmak demektir.

Her tasarım bir mesaj taşır: “Seni düşündük mü, seni dahil ettik mi?” sorusunun cevabı, satır aralarına gizlidir.

Kurumlar sadece politika yazmakla değil, uygulamayla da dönüşüm yaratır. 

Erişilebilirlik konuşuldukça değil, uygulandıkça gerçektir.

Engelli Müşteri Deneyimini Keşfedin